29 Ağustos 2018 Çarşamba

Fotoğraflar

İnsanlarla ilgili işler yapanların insan sevmesi bir ön şart gibidir. Fakat çok sayıda insanla muhatap olunca idealden uzaklaşmak mümkün. Lafı evire çevire söyleyip kendimi sağlama almaya çalışırken söylemek istediğim şudur; sevdiğim insanlar var ama insanlık pek sevilesi değil diye düşünüyorum, epeydir. "Her insanın içinde iyiliği görelim", "o aslında özünde çok iyi biri" tarafında değilim. İnsanlık; her insanın özündeki iyiliğe eşlik eden yine özdeki kötülüğü sergilemeye, yaşamaya, yaşatmaya daha hevesli gibi...

Hayal gücü ile lanetlenmişiz. Korkularımızın (umutlarımızın da) ve kötülüğümüzün ana kaynağı...

Bir toplama kampı müzesini ziyaret ettim Almanya'da. Anne Frank'ın öldüğü Dergen Beisen kampı. Kamp kurtarılır kurtarılmaz yakılmış, hastalıklar nedeniyle. Bir bina yok. Fotoğraflar, toplu mezarlar, dökümanlar ve arazi kalmış.Bir müze yapılmış. İnsanoğlunun örgütlü ve sistematik en büyük kötülüğü olan savaş, onun daha da kötüsü sistematik kıyımın her hali yaşanmış. Bir de belgelenmiş.
Bana fotoğraflar dokundu. Fotoğrafların içeriği, gördüklerim değil sadece. Fotoğrafı çekilenlerin neredeyse hepsinin fotoğraflardaki gülümsemesi. Çeşitli sebeplerle fotoğraflanmış kamptaki esirler. Kayıt için, hastalıkları nedeniyle, kim bilir niye... Fotoğraf makinesine bakan herkesin yüzünde bir tebessüm var. Zoraki, acılı, perperişan bir gülümseme. Mideme yumruk yemiş gibi baktım fotoğraflara. Fotoğraf makinesine bakan ve gülümseyen insanları düşündüm. Ölüm kampına kayıt olurken bile, ölü bedenler toplu çukurlara atılırken, yatakhanelerde üst üste, hastalıktan kırılırken fotoğraf makinesine yine gülümseyerek bakıyordu demek insan. Belki gülümsediğinin farkında bile olmadan. Umut mu? Hayatta kalma iç güdüsü mü? Alışkanlık mı?  Savunma mekanizması mı? Belki hepsi, belki herkes için bambaşka biri...

O sırada, aslında özünde çok iyi olan insanlar, civar köylerde günlük hayatlarına devam etmişler..


"Herkes uyumadan once her gece o gün başından geçen olayları bir sıradan geçirip hangilerinin yanlış olduğunu düşünseydi kim bilir dünya ne kadar daha güzel, daha yaşanası bir yer olurdu." Anne Frank'ın Hatıra Defteri