31 Aralık 2014 Çarşamba

Hep güzel şeyler olsun...

Hayatı kontrol edebilme arzusuyla yanıt tutuşan insanoğlunun icadlarından birisi takvim. Başlayıp bitiyor. Halbuki yaşam döngüsel, hiç bir şey bitmiyor, baştan başlamıyor. Dönüşüyor. Hepsi birbirinin içinde...
Olsun, biz yine de bugün sanki bir şey bitiyor, her şey baştan başlıyormuş gibi kutlama yapacağız.
Hesap- kitap yapılacak. Artılar, eksiler. Yeni dilekler, yeni kararlar...

Ben de günün ruhuna uyup yılımı değerlendirdim. Yeni yıl dileklerimi hazırladım.

Bu yıl çok yoruldum. Çok güldüm, çok ağladım. Çok güzel, çok özel insanlar tanıdım bu yıl. Kendime, gönlüme yaklaştım. hayallerimi ciddiye almayı seçtim. Hayallerim de beni seçti! Birden bire gerçek oluverdiler. Yok, öyle rüya gibi bir yıldı demiyorum. Yüreğim hop etti, uykusuz geceler, hastaneler, kırıklar, endişeler, üzüntüler oldu. Ucuna kadar gidip geri döndüm, bakmadan atladım, bir sürü yeni yer gördüm. Eski arkadaşlarımla buluştum. Çok kitap okudum. Yine yürüdüm. Yağmuru seyrettim. Akan suya meftun, denize hayrandım, öyle kaldım. Sonra ben bu yıl 40 oldum. Geçen yıl aşıktım, bu yıl aşk oldum.

Şimdi yenisine hazırım. Yenisine, eskisine, hepsine... Beni bekleyen, benim beklediğim ne varsa...

Bir şey yap, güzel olsun. Çok mu zor?
O vakit güzel bir şey söyle. 
Dilin mi dönmüyor?
Güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz.
Beceremez misin?
Öyleyse güzel bir şeye başla.
Ama hep güzel şeyler olsun...

Şems-i Tebrizi

7 Aralık 2014 Pazar

Görünmeyenler

Gölgelerimle buluştum. Üstüne kırk kilit vurduğum karanlık odaların bazılarına girip çıktım. Ne çok ağladım... İçimde çözülen, eriyen bir şeyler akıp gitti gözyaşlarımla. Bana kalanlara sabırla yaklaşıyorum. Kalanın da gidenin de var bir bildiği.

Bloggercanlarım,
Bir başka shadow work olursa, kaçırmayın! Bu yolculuk, bir başladı mı, bitmiyor. Yürekten inanıyorum ki, insan insana iyi geliyor. Çocukluk yaraları, utandığımız duygular, kendimizi kapattığımız karanlık odalar bir birine açılıyor. Sonunda hepsi aynı yere çıkıyor.

Eğitimden hem önce hem de sonra fena hırpalandım bedenen. Yağmurlar, soğuk, seyahatler, gitmeler, gelmeler. Öyle bir çakıldım ki yatağa kafamı kaldırmak eziyet geldi. Benim zavallı aşık yanım bir kere daha kraliçenin emirleri altında ezildi. Sonunda yatağa düştü. Olsun, ben ona artık iyi bakmaya kararlıyım. Toparlandım, ayaktayım. Bundan sonra aşığın yanındayım.

Duymadıysanız size şahane bir deneyden, bir kitaptan ve bir web sitesinden bahsedeceğim. "Invisible Gorilla." (Kitabın, deneyin ve web sayfası ın adı aynı.) Deneyi izleyin, kitabı okuyun, sonra bana yazın ne olur...
Şaşırtıcı, düşündürücü, müthiş! Kitabın Türkçesi de var. Görünmez Goril. Ama web sayfası İngilizce.

Kendinizden, gördüklerinizden, bildiklerinizden, yaptım zannettiklerinizden şüphe edecek ama belki de dünyayı daha çok seveceksiniz.

Telaş: Yeni evime yerleşmeye başladım. Çok hoşuma gidiyor.
Sevinç: Hala oluyoruuummmm! Yaşşaasssıııın!
Kitap: Us/Davis Nicholls
Kitap: Practically Shameless/Alyce Barry

"There's saying cited in popular song, that if you love somebody you must set them free. Well, that's just nonsense. If you love someone, you bind them to you with heavy metal chains" Us/David Nicholls


Not: Shadow Work'ten kalan sadece gözyaşları değil. Yeni dostlar, yeni hayaller, cesaret,güven, şiirler, rüya günlüğü, bir de aşk...