5 Eylül 2010 Pazar

Plansız başımıza gelenler

Haftasonu planladığı gibi olmadı. Gitmedik Çeşme'ye. Dün kızımla öğlen uyandık. Kocam balığa gitti. Bir sonbahar döngüsü başladı. Evdeydik. Televizyon, kitap, çay, kahve, kuaför...
Okul açılıyor. Cüce; "özledim okulumu" diyor ama ben nasıl geçti bu tatil birdenbire diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Okul kıyafetlerinden eksikler alındı. Aynı berbat kumaşa ve dikişe dünya para verildi. Cücoşun boyu uzayıp eni genişlemeden büyümesi işimize geldi, pak az şeyle kurtardık durumu.

Ev hali iyi geldi dedim ya. Epeydir ilk defa sabah kahvaltıya krep, akşama dokuzu düzgün yemek falan yaptım. Oldu hepsi valla. İnsan ne acaip şey. Kendine güvendiğin, endişe ettiğin şeyler değişiyor. Hayatta başarı dediğin bir kondisyon meselesi. Bugünkü gazetede yazıyordu, meşhur bir Türk aşçı varmış, çok güzel birşey söylemiş: "İnsan birşeyin üzerinde 11 saatten fazla çalışırsa, başarısız olması çok zor" demiş. Haklı.

İştahlı günlerimdeyim, derdim büyük! Geçer nasılsa diyorum ama bu ne zor şey yahu!

Büyük hayalkırılığı: U2 konseri ve ben gitmiyorum. Bono benim enn hayran olduğum erkek vokal! Sesine, incecik çığlıklarına, konuşur gibi vurgularına ilk duyduğumdan beri meftunum. Bir zamanlar İstanbul'a gelecek ve sen gitmeyeceksin deseler, inanmazdım. İnsan hep kendi kendini hayalkırıklığına uğratıyor. Sonra bu öfkeyle uğraşıyor. Belki bir gün tüm hayallerimi izlerim.

Değişik bir kitap: "Sil Baştan" Adam ölüyor ve gözünü üniversitedeki yurt odasında açıyor. Baştan başlıyor. Heeep düşündüğüm bir şeydir. Hadi baştan başla deseler ne yapardım...Bakalım ne olacak? Böyle heyecanla başlayıp zırvalayarak biten kitaplardan olmasa bari.

Aklımda saçlarımı kestirsem mi fikri, masamda yeni yeni kitaplar, okul açılıyor, hava serinledi, işte beni bekleyen dünya kadar iş, bir gün zaman geçmiyor, ertesi gün zamana yetişemiyorum, önümüzde bir bayram, uzun zamandan sonra alınmış bir sürü ayakkabının bayram sevinci!

Kısacık bir hafta başlıyor. Sonra bayram, açılacak okul, bir dünya iş.

Hayat, biz plan yaparken başımıza gelenler...

Şarkı: I've got you under my skin. Bono/Frank Sinatra düeti. Tabii bir de With or Without you. Her zaman!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder