Blog fotoğrafımı yenileyeyim. Bir sonbahar resmi hiç değil istediğim. Ne olduğunu bilmiyorum. Blogu açınca o fotoğrafın bana hissettirdiği duygudan uzak olduğumu fark ettim.
Bugün genel seçim var. Televizyon açık. Seçim yasakları bitsin diye bekleniyor. Henüz havanda su dövme aşamasında konuşmalar. Dünya görüşü düpedüz ortada birisi olarak benim aklımın bir tahmini var, bir de inanmak istediğim küçük mucizeler.
Hayatımın özeti bu zaten. Aklımın bildiklerinden kaçarak, inanmak istediğim mucizeleri beklemek...
Ama inandıklarıma da bir türlü güvenmiyorum. Aklımdan kaçıp, hayallerime de arka çıkmayınca kimsesiz kalıyorum. Aklımda, gönlümde sahip çıkmıyor bana. İşte o zaman darmadağın oluyorum. Sığınacak yer bulamıyorum. Bütün korkularım geri geliyor.
Ne "korkacak ne var" akıl çağrısı işe yarıyor, ne "herşey güzel olacak" tesellisi...
Berbat hissediyorum. Daha önce böyle berbat hissettiğim tüm zamanları tek tek hatırlıyorum. Hatırlayamadığım kadar eski anılardan başlayarak...
Ömürlük olunca hissettiklerim bir ömrü sorgulayasım geliyor. Elbette hesabın sonu eksi. Neresinden baksan, toptan kaybetmişsin. Daha fenası vazgeçmiş olduğunu bilmektir. Vazgeçmişsen zaten artısı, eksisi birdir. Kendini sevmeyi değil de korumayı öğrenmiş tüm çocuklar gibi...
Bu hafta okulun son haftası. Karne alacak kızım ve yaz tatiline başlayacağız.
Önümüzdeki haftasonu Nar taneleri projesi kapsamında eğitimde olacağım.
Tek satır okumuyorum iki haftadır. Okuyasım yok. Kadın dergisi sevenlere bu ayki Harpeer's Bazaar tavsiye edeceğim. Çünkü nefis bir Hamdi Koç yazısı ve Murathan Mungan ropörtajı var.
"...
Korkuları yenebilmek
Sana ne diyeceğim biliyor musun? Anladım ben bütün o masallarda neden canavarları öldüren bir garibana verdiklerini prensesleri. Çünkü ancak korkuları öldürenler hak ediyor o güzel kızları, kraliyet sofralarını, o sonsuz şölenleri. Ancak canavarları öldürenler ispatlıyor insanlara yeniden, korkuların yenilebileceğini." Ece Temelkuran/Canavarlar
12 Haziran 2011 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder