5 Haziran 2013 Çarşamba

Ertelemedim

Gece yarısını geçtik. Motivasyonumun sebebi yeni psikeart dergisi bloggerlarım. Konumuz "erteleme".  Üşenmeyin, yarın gidip bir psikeart alın. Bana bu saatte blog yazdıranın ne olduğunu anlayacaksınız.

Ne zaman bir şey yazmaya karar versem, içimdeki ses "sen zaten yazarsın, şimdi git eğlen biraz diyor". "Peki" diyorum. "Yarın başlarım."
Sinan Sülün-Bir erteleme söyleminden parçalar.

Yaaaaa, gördünüz mü? Dahası var.

Mevsimlerden yaz başı, hikayelerden Gezi Parkı,  duyguların hepsinden biraz,  günlerden tam gaz.
"Gaz" ki gündemin ana konusu. Tarih, gencecik insanların bir park için başlattığı örgütsüz ama kitlesel dayanışmayı, elbette insafsızca kullanılan biber gazını yazacak. Sosyal medyanın gücünü, konu komşuyla feysde arkadaş olmayı... Ne mutlu ki; " ben de oradaydım" diyeceğim.
Yok, bloggerlarım konuyla ilgili analiz yazacak değilim. Ben hayranlıkla, umutla içindeyim. Analizi, sentezi yapan bulunur. Ben takipçiyim. İçindeki zekaya, mizaha, coşkuya, cesarete ve tutkuya hayranım. Olayım budur. Malum ben hayranlıkla çalışan bir mekanizmayım. Önce hayran oluyorum. Sonra dahil oluyorum. (Aşk gibi mi?)

En az üç blogluk konu var demiştim ya, unuttum konular neydi:((
Ama başka şeyler birikti. Ah, bloggerlarım şu erteleme... Ertele-me!

"Günahlarını Tanrı değil, sen affetmeyeceksin. Kendine yaptıklarının cezasını bir ömür boyu peşinden koşan mahşerin atlılarından kaçarak çekeceksin. Sen ertelediğin kadarsın. Sen ertelediğin herşeyin toplamısın."
Nevhan Varol-Ertesi Durakların Kesilmemiş Biletleri

Yazılar, hatta okumaları erteliyorsam da, mahşerin atlılarından kaçmayacağım bloggerlarım. Hayatımı ertelemiyorum. Ertelediklerim dahil etmeyi beceremediğimden. Kapasitem mi yetersiz nedir? Yetişemiyorum. Üstelik son hızla bir otobanda gidiyormuş gibi hissederken...

Peki insan erteleyebiliyorsa, aslında neyi varsayıyor? Erteliyorsa, neyi seçiyor?

"Mutluluğu ertelediğini söyleyen biri neyi ertelemektedir?"
Ahmet İnam-Neleri nasıl ertelediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim."

Aklımda yazacak ne varsa, uykumun arasında kayboldu.

Dergi: Psikeart: mayıs-haziran sayısı. MUTLAKA!

Mutluluk ertelenemez. Şimdinin bir parçasıdır. Andır. Bir kaba koyulup dolaba kaldırılamaz.  Mutluluğun konservesi, turfandası olmaz. %100 organik bir şeydir. Kolay çoğalır ama üretilemez. Kendisinden başka şeylerle kolayca karıştırılabilse de aslını gören hemen tanır.

Di mi..?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder