14 Mart 2015 Cumartesi

Şefkat

Odamı boşalttım işyerinde geçen gün. Dolaplar, çekmeceler açıldı. Kartvizitler, küçük küçük masa üzeri süsleri, hediyeler, defterler, kalemler, not kağıtları, makyaj malzemeleri, çay poşetleri, yedek ayakkabılar, yedek çoraplar, notlar, bisküviler, çerezler, kolonya, parfüm, ıslak mendil, el temizleme kimyasalı, dikiş seti... İnsan ufacık odada neler neler biriktirebiliyor! Kimi bulduklarımı hatırlayamadım. Nereden gelmişti, neydi, niye tutmuşum ki bunu? Kimileri hatıraları çağırdı. Annemin gönderdiği çiçeğin üzerine eklediği not, kızımın yaptığı resimler, oraya buraya sıkıştırdığı notlar, fotoğraflar, teşekkür kartları... 

Bir mektup buldum, çoktan unuttuğum... Onu bulmak çok hoşuma gitti. Okuyunca zaman geriye gitti sanki. Daha önce izlediğim bir filmi tekrar seyrediyormuşum gibi oldu. Oyuncuları tanıdım, hikayeyi hatırladım. Daha çok sevdim filmi tekrar izleyince. Belki daha iyi anladım.  Benimle ilgisi sanki hiç yokmuş gibi!  Tuhaftır, mektubu ilk  okuduğum andaki duygumu tam hatırlayamadım. Son okuduğumda hissettiğim şefkatti. 

Kendime gösterdiğim, gösterebildiğim şefkat... Nihayet!

"Küçük şeyleri unutmayanlar, en geri hatıraları da unutmayanlardır. Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiç bir memleket, hiç bir vatan tutamadan, her yeri, her şeyi severek öleceklerdir." İhtiyar Talebe-Saik Faik Abasıyanık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder