Sabahın üçü ölü zamandır. Vücut fiziksel ve zihinsel açıdan en olumsuz şartlarındadır. Savunmasının en zayıf olduğu, sabaha ulaşma umudunun en uzak gibi göründüğü zamandır bu. En kötü hayallerin kaçınılmaz, en karanlık korkuların gerçekleşmek üzere gibi geldiği zamanlardır.
Kemiklerin Şifresi/Simon Beckett
Düz değil düzen değil az değil ezen değil
Boz değil bozan değil
Bir gül biter içimde
Tam bildiğim biçimde
Gecenin tam üçünde
Sevda gibi kanımda can verirken elimde
Pençe gibi düşümde uy değil uyku değil
Uy değil uyku değil
Bir gül biter içimde
Gecenin tam üçünde
Can değil canan değil er değil eren değil
Geç değil erken değil
Bir gül biter içimde
Tam bildiğim biçimde
Gecenin tam üçünde, gecenin tam üçünde / Fikret Kızılok
Fikret Kızılok'un sesinden de severdim bu şarkıyı, Sibel Sazal'dan da. Sibel Sezal'ı bilir misiniz? Hani daha çok "Bu Kalp Seni Unutur Mu?" şarkısında duyduğumuz kadın sesi. Fikret Kızılok şarkılarından bir albümü vardır. İlk gençlik yıllarında rastlamışsanız, o albümle çok içmiş, çok ağlamışsınızıdr. Her aşk acısını iyileşmez bir yaraya çevirme maharetinde bir albümdür. Geçen hafta okuduğum kitapta gecenin üçü satırlarını okuyunca şarkıyı da birden hatırlayıverdim. Bir ara hep gecenin üçünde uyanıp dururken aklıma gelmemişti.
Gecenin üçü de galiba bir sürü başka şey gibi çok "insanca"...
Bu, insana kendini iyi hissettiriyor. Herkes gibi, herkes kadar olmak. Bana çok iyi geliyor. Derken orada, burada öyle birşey oluveriyor ki tam "kendime herkes arasında bir yer buldum" derken yine uzağa düşüveriyorum! Alıştım artık.
Geçtiğimiz hafta işte güzel şeyler haftasıydı. Takdir edilmek güzel şey! Seyahat yoktu. İşler ilerledi ve haftanın son günü inşallah 2011'in neşesi olacak bir şey oldu! Minnacık da olsa bir olmama olasılığına karşı sanal aleme duyurmayayım şimdi. Kesinleşsin, hemen yazacağım.
Heyecanlı kitabım Kemiklerin Şifresi ve tabii enfes Ece yazılarıyla geçirdik haftayı. Bugün (yıldızımın etkisiymiş), evden çıkasım yok. Makarna değil balık ve salata menüsüyle yeni haftaya başlayacağız.
Eşitlik sıkıcıydı, aslında düşünülecek olursa, iyilik de sıkıcıydı; anlaşmazlık ve şiddet heyecan vericiydi.
Arkadaşlar, Aşlar ve Çikolata/Alexander McCall Smith
9 Ocak 2011 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder