20 Ekim 2011 Perşembe

Banyodan...

Banyomu değiştirmek istiyorum sevgili okur. Tamamen pragmatik sebeplerle. Duşakabindir benim karakterime uyan düzen. Küvet müvet sevmem. Hatta özellikle istemem. Duşakabin istediğim gibi temizlenmiyor diye değiştirmek istiyorum. Yapılacak olan  değişiklikten çok yenileme...Galiba bu cümle beni tarif etmek için kullanılabilir. Değiştirmeye değil de yenilemeye muktedir bir kadın... 

Kıyafetlerimi ele alalım mesela. Farklı renk yok. Kışlıklarımı çıkardım pazar günü. Bütün kazaklar birbirinin aynı. Renkleri siyah, modelleri düz ve boğazlı. Pantalonlar siyah (ben yine gidip  siyah pantalon alıyorum!) Siyah olmayan kazaklar nefti bir yeşil. Sadece iki adet mor parça var. (Niye mor acaba diye ben de düşünüyorum hala...) Gömlekler beyaz, elbiseler gri, olmadı siyah.
Velhasıl bende değişiklik değil, yenilik oluyor. O da olursa...

Yemek konusunda da böyle miyim?
Bilemedim. Klasik yemeklerin farklı yorumlarına öfkelenirim. Tüpedüz kızarım, söylenirim. Annemle aramızda bitmez bir gerilimdir bu. O, yayla çorbasına her seferinde ilave bir malzemeyle yorum katmaktan vazgeçmez, ben de her seferinde sinirrr olurum.
Gel gelelim yeni tadlar denemeye kapalı değilim. Her memleketin, hiç bilmediğim yemeklerini merakla denerim. Cesurum bile denebilir. 

E madem öyle, niye öfkeleniyorum yayla çorbasına nohut eklendi diye o zaman? Bu da bir yeni tat olmuyor mu? Anneme mi eziyetim? Bak birden suçluluk hissettim. Zaten annem de geçen akşam bir akrabasın kızını tarif ederken nasıl benim gibi olmadığından örnekleyerek anlattı.  

Acaba asıl mesele yemek değil de annemle ililşkim mi sevgili okur? Bak şimdi, banyodan nerelere geldik...

Hafta sonu ilk defa bir sertifika programında ders vereceğim. Üç saatlik dersim var. Heyecanlıyııımmmm! Beni tanıyanlar uzun konuşamadığımı, yazamadığımı bilirler. Üstelik bu yaşta ve bu işte hala topluluk önünde olmaktan acaip huzursuzluk duyarım. (Kendine rağmen bu işi nasıl yapıyorsun demiş olan canım arkadaşıma bir kere daha gülerek "çok haklısın, ben de bilmiyorum" diyeyim.) Üç saat gözümde büyüyor, ne yalan söyliyiim. Amaaa elimden geleni yapacağım.

Daha önce hayaller kurmamış olabilirim. Yine de, sadece yenileme değil değişiklik de yapmayı başaracağım. İnanıyorum!

adımı unuttum
          adı olmayan yerlerde
ne in
           ne cin
                         ne beni adem
kervanlar geçiyor
          bir iğne deliğinden
çarşılar kuruluyor
sarayları oyuncak
      insanları karınca şehirler
zamanları gördün mü
                        bir iğne deliğinden
adımı unuttum
    adı olmayan yerlerde
geçip gidenlere bakarak
        
                   Asaf Halet Çelebi/ Om Mani Padme Hum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder