5 Ekim 2011 Çarşamba

Yeni yaş

Yazmaya her geçen gün daha fazla üşenir oldum. Gönlüm mü geçiyor acaba? Gerçi her boş zamanımda bir şeyler yazıp duruyorum sağa sola. Dur bakalım...
Haftalarım İstanbul'a gidip gelmek ve kongrelere katılmakla geçti. Şikayetlenecek değilim. Çok yaralandım. Önce Futurizm Kongresine gittim. Ki benim için gerçekten vizyon açan bir kongre oldu. Bir sonraki hafta ise İnsan Yönetimi Kongresi vardı. O da keyifliydi. Arada İstanbul'da bitmeyen işlerim, görüşmelerim vardı. Akşamları sevgili arkadaşlarımla geçirdiğimiz zamanlar işin ennn güzel kısmıydı. Her akşam yedik, içtik. Eve dönüşüm enkaz gibiydi, burada işler dağ gibi birikti falan ama dedim ya, hiiiiç şikayetim yok.

Efendim, futurizm kongresi için ben birşey anlatmayacağım. Herkes girip baksın. Ufuk Tarhan çooook etkileyici bir hanım. Mgen adlı sitesinde zirve ve konu hakkında çok şey bulacaksınız. Ben epeydir yeni bir perspektifle tanıştığıma bu kadar memnun olmamıştım.

Geçtiğimiz cuma bir başka güzel sürpriz oldu. Eski işyerimdeki direktörümle ikimiz de İstanbul'da olduğumuz için bir kahve içimi buluştuk.
O havaalanına yetisecekti, ben işime. Kısacık zamanda benim icin çok değerli, çok keyifli bir sohbet ettik. Çok da içten! Bu Nasıl oldu bilmiyorum ama O'nunla iletişimimizin derinliği beni çok mutlu ediyor.
Bunca zamandan sonra, artık iş-güç hiç bir bağımız kalmamışken bir kahve sohbeti için gösterdiğimiz çaba, sohbetin keyfi bana kendimi çok iyi hissettirdi.

Derkeeen bir de doğum günüm geldi geçti aradan. O da bir başka ilginçti. Annemin evinde, henüz yeni tanıştığımız akrabalar ve bir kaç dakika önce tanıştığım, uzak kuzenin sevgilisi William'la doğum günümü kutladım. Yeni dünya düzeni işte!

Futurizm, yeni yaş derken rüzgarın önünde yaprak olmamaya çalışmaya karar verdim. Hayatımın bir rotası olsun diye emek harcayacağım. Hayal kurmak, hayal kırıklığını göze almayı gerektirecek, biliyorum. Ama ben artık büyüdüm. Artık cesaret edebilirim. Edebilirim, di mi? Büyük hayaller değil benimkiler. Daha çok okuyup daha çok yazabildiğim, daha çok gezdiğim ve zamanın birazcık daha esnek oldugu bir hayat. Bu nasıl olabilir diye düşünmeli, hayal etmeli ve sonra gerçekleştirmek için uğraşmalıyım.

Peter bana hala üzerinde düşündüğüm şeyler söyledi. "56 yaşındayım ve hayatta önemli olan şeyin güzel hatıralara sahip olmak olduğunu anladım." Haklı! Bizi birbirimize ve sevdiklerimize bağlayan şey bu değil mi? Paylaşılmış değerli hatıralar. Benim bitmeyen endişelerim ve kararsızlıklarımı dinlerken hep yaptığı gibi beni susturdu ve "sadece şimdiki zamanda yaşıyorsun" dedi. " sadece şimdiki zamanda yaşa ve güzel anıların olsun."

O'na deneyeceğime söz verdim.

Bence bir şey eksik kaldı. Hayatta güzel zamanlar biriktirmiş olmak kadar değerli bir şey daha var. İyi dostluklar...

Eski ve yeni dostlarla, yeni bir yaş, yine bir sonbahar, sıkışan duygular..Yine aklıma sığmaya, aklıma sığınmaya calışıyorum.

Hem çevremde olup bitenin parçasıydım, hem de çevremden kopuktum. Oradaydım ben, olan bitenin tam ortasındaydım, aynı zamanda da orada yoktum. Paul Auster /Kehanet Gecesi

Önemli not: Fazla kiloları verdim sayılir. Artık işim kusüratlarla. Pilatese de başladım mi bitti bu iş!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder