Belki de kendini koyuverirsen olacaklardan, bir kez ağlamaya başlayınca kendini tutamamaktan, seni ezecek, perişan edecek bir acı duymaktan korkuyorsun ve kendine hakim olamamak riskini göze almak istemediğin için acını bastırıyor, yutuyor, yüreğine gömüyorsun.
Çok acı çektiğimde böyle olurum. Tam burada yazdığı gibi… Kendime hakim olamama riskini hayatımda hiç göze alamadım. Ne en büyük acılarda ne en büyük hazlarda… Bir kere bile…
Bazı filmleri seyrederken gözlerin dolar, çeşitli kitapların sayfalarına gözyaşların damlar, büyük kişisel üzüntülerde ağlamışlığın vardır, ama ölüm seni dondurur, kilitler, her türlü duygudan, etkiden, yüreğindeki bağlantılardan koparır. En başından beri ölüm karşısında donup kalmışsındır, annenin ölümünde de aynı şey oldu. En azından başlangıçta, ilk iki gün iki gece hiç tepki vermedin, ama sonra yıldırım yeniden çarptı ve yanıp kavruldun.
Yıllarca tepki vermedim. Annemin değil babamın ölümüydü. Yıldırımın yeniden çarpması yıllar yıllar sonra oldu. Bir kere daha olur diye korkuyorum.
…Bir başka deyişle ölmekten korkardı, bu da sonuçta yaşamaktan korkardı demeye gelir.
Biliyorum.
Hepimiz kendimize yabancıyız, kim olduğumuzla ilgili algılarımız ise yalnızca başkalarının gözlerinin içinde yaşadığımız kadarıyla var.
Bu sıra koçluk, gelişim merkezi, şudur budur pek mi üzerime geldi, nedir? Dokundu bana burası.
Kitap okumak için çok geç, televizyon izlemek için çok geç, film seyretmek için çok geç, sen de karanlıkta yatıp düşünmeye başlıyor ve düşüncelerini kendi yönelişlerine bırakıyorsun.
…deneyimlerinden bildiğin kadarıyla sabahın üçünde düşüncelerin ne zaman geçmişe kaysa, aklına hep kötü şeyler geliyor. Bir anı hepsinden çok takılıyor aklına ve uyuyamadığın gecelerde o anıyı hatırlamamak, o gün olanları canlandırmamak, sonradan duyduğun ve o zamandan beri süregelen utancı yeniden yaşamamak olanaksız.
Gecenin üçü... Herkes için duygu aynı demek ki! Bu da bir teselli...
Bir gece bir yabancıyla karşılaştın ve ona aşık oldun, o da sana aşık oldu. Bunu hak etmemiştin ama hak etmemiş de değildin. Öylece oluverdi işte ve buna şans demekten başka yol yok.
Aşk, şans...
Paul Auster/Kış Günlüğü
15 Şubat 2012 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder