Sevgili Evren,
Bana duyarsız kalmadığın için teşekkür ederim. Hala sabahın essalatında uyanıyor olmama rağmen, yeniden uykuya dalabilmek bana iyi geldi. Üstelik uyanma saatlerimdeki değişkenlik umutlarımı artırıyor. "Belki" diyorum, "bir gün yatıp sabahı bulabilirim."
Diğer konulara da duyarsız değilsin, Allah var. Ve fakat bazen hız konusunda uyuşamıyoruz. Bir de detaylar fena karışıyor. Sakın yanlış anlama, herşeyin doğru zamanı var, artık öğrendim. Sabırlı bekliyorum. Da, bazen acaba ben tarifte çok şeyi eksik bırakıyorum da ondan mı kafan karşıyor diye endişeleniyorum. Tabii benim kafa da karışık.Onun da etkisi oluyordur. Diy mi?
Tarif etme işinde sıkıntılıyım sevgili evren. Ben birşey isteyemiyorum kolay kolay. Utanıyorum. Şimdi bu saçma, inanılmaz, şudur budur gelebilir. Öyle... İsteyemiyorum. Detaylar için çocukluğuma kadar inmemiz gerekecek ki, hiç istemiyorum. Sadece bil ki, durumum budur.
Beni benden iyi bilen can arkadaşımın tavsiyesiyle "Tanrı Daima Tebil-i Kıyafet Gezer" kitabını okuyorum. Oradaki egzersizleri uygulamaya başladım ufaktan. Gerçi son dönemde hayli ilerledim ama kör, topal. İlerleme kör, topal olunca durmadan düşüp, oraya buraya çarpıp bir yerlerimi acıtıyorum. Vazgeçesim geliyor. "Ezik, mezik, geldim bugünlere kadar işte!"diye geçmiyor değil içimden. Ama yoook, vazgeçmem. Özetle evrencim, ısrar ve kararlılıkla beklentilerimi sıralamaya devam etmekteyim. Kulağın bende olsun, ilgi ve alaka lütfen.
Saçlarımı son boyamamdan sonra renk koyulaştı, ona bozuldum pazar pazar biraz... Neyse mevsim kış (en azından takvim itibariyle).
Kitaplardan: Tanrı Daima Tedbil-i Kıyafet Gezer
Filmlerden: Bulut Atlası
Haftalardan: Her zamanki telaş
Mutluluklardan da aklınızdan geçen ne varsa, evrene havale ediyorum.
Haydi evren, göster kendini!
"Biraz suçluluk duymuyor değildim. Çok azıcık: Mutluluk, bencilleştirir."
Tanrı Daima Tedbil-i Kıyafet Gezer/Laurant Gounelle
11 Kasım 2012 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder