16 Aralık 2013 Pazartesi

İhtimaller Denizi

Yeni yıla az kaldı. Zamanı ölçmeye başladıktan sonra onun esiri olan insanoğlunun uyduruk başlangıçlardan biri daha. Ben bütün zamanların aynı anda saklandığına inanmayı seçenlerdenim. Hepimizi esir alan bu sözde akışın üzerimizde etkisi farklı. Buralarda geçirdiğimiz zaman hepimizi farklı etkiliyor. Anneanne, babaannelere bakın mesela... Sanki sizin anneniz onlar değil. Bir anlayış, bir tolerans, bir şefkat,... Ya da üzüme, bağa, şaraba, çiçeğe, böceğe kendini veren onca emekli "köpekbalığı"na bakın. Sanki onlar başka birileriydi.
Yaş almak herkeste aynı etkiyi yaratıyor demiyorum. Yine de zamanın köşeleri törpüleyen etkisini görmezden gelmek olmaz...

Neyi törpülüyor zaman diye düşünüyorum. Nasıl?

Anne, baba olduğumuz zamanlar hayatımızın en zor zamanları. Varsa çizgisel bir zaman, tam ortası? İş-güç, borçlar-alacaklar, planlar, umutlar. İhtimaller bloggerlarım... Bir şey alma ihtimali, bir şey olma ihtimali. Daha iyi bir ev, daha üstte bir pozisyon, daha çok para,  daha büyük bir aşk, başka bir hayat..? İhtimaller... Başka bir şey yaparsam, başka biri olur muyum?

İhtimaller ilk bakışta fırsatmış gibi görünebilir. Hatta amaçmış gibi... "Daha" diye başlayan her tamalama bir rekabet, bir geri kalmışlık duygusunu ittiriyor alttan alttan. Seçimler, yol ayrımları .... Her birisi bir başkasını getiriyor. En doğrusunu yapmak istiyoruz. Hangisi en doğrusu! Ya pişman olursam? Ya hata yaparsam? Ya,...

İşte yaşlanmak insanı bu zulümden kurtarıyor. "Daha" diye başlayan tamlamalar azalıyor. İhtimaller azalıyor. Ya şöyle ya böyle olursam derdi, daha büyük aşk, başka hayat... Eksiliyor. Bir anda yarış pistinden çıkıp, pistin tam ortasına inşaa edildiği çayır çimen keşfediliyor. Pistin dışına çıkmış olmaktan dertli olan da vardır elbet. Allah, en çok onların yardımcısı olsun.

Sözün özü bloggerlarım,
İhtimaller azaldıkça, seçme sorumluluğu ortadan kalkıyor. Hayat  geldiği gibi... İşte sivri, keskin, acıtan, kanatan tarafları törpüleyen bu galiba.
"Yaşlanmayı bekleyin. Huzur kadere teslim olmakta" demiyorum. Amaaaan haaa... Huzur nerede bilenlerden değilim ben.

Ve fakaaaat, hiç bir şey bilmez de değilim. Benim huzurum kızımın hobbit ayaklarını avcuma aldığımda, uykusunda dönüp bana sarıldığında, pasta kremasının dibini kaşıkladığımda, son sayfasını çevirdiğim kitapta, saçlarımın kuruttuğumda tam istediğim gibi olduğunda, birisi için hayatı kolaylaştırdığımda, bir yol bulduğumda, bir yol açtığımda, arabada bağıra çağıra şarkı söylediğimde, hatalarımda, eksiklerimde...
Etrafta aklı gönüle düşman eden htimaller, bana sorarsanız, kim olduğumuzla ilgili değil bloggerlarım. İhtimaller ne yapacağımızla ilgilidir. Ne olduğunu bilen için yapılacaklar önemsizdir. O da olur, bu da. Anne olan, aşık olan, koç olan, kardeş olan bilir:

"Yapmanın yolu olmaktır." Leo Tzu.

Aksini söyleyenlere kanmayın. Ne olduğunu bildiğinde insan, bütün ihtimaller birdir.

İhtimallerin sonsuz, zamanın limitsiz, mucizelerin nedensiz olduğunu yaşadığımız bir yıl olsun. Mutluluk, huzur, hayaller peşimizi bırakmasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder