Blogger'larım,
Yazacak çok şey birikti yine. Bir özet yapalım, devamı kısmetse...
Yılbaşını bahane edip, çoluk çocuk Almanya'ya gittik. Şansımıza hava da iyiydi. Çok gezdik, çok yürüdük, çok yedik, çok güldük, çok eğlendik...
Kızlar, anneler, canlar, ... Şehirlerin, sokakların, uykunun, günün, gecenin, kafelerin, mağazaların, kahvelerin tadını çıkardık.
Elif Şafak'ın yeni kitabını yazacağım daha. Psikeart'ın yeni sayısını, kızların Amsterdam anılarını, tatilin sonunda yakalandığım nezleyi, yeni yıl niyetlerini...
Amsterdam'da kilise karşısında kırmızı fener, waffle yanında fantastik kostümler, bisikletler, kanallar, çiçek pazarı, nefis binalar ve şehri saran kokular arasında kaybolurken bu kadar açık, dürüst olunabilmesine hayranlık duydum, ama gizliden. Amsterdam hayatın kendisi gibiydi. Öyle tüm curcuna bir arada. İyi, kötü, doğru, yanlış ne varsa. Saklamayınca, sakınmak mümkün olur mu bilemeden, sokaklarda yürüdüm. Sakınmayıverilsin diyemedim...
Uzun uzun yazasım var Elif Şafak'ın son kitabını. Ustam ve Ben. Çok sevdim. Çok da beğendim. Ennnn sevdiklerimden Jose Saramago'dan esinlenmiş mi, sorusuna kendisi cevap vermiş. Esinlenmiş. Bambaşka bir roman yazmış yine de... İçinde bir sürü popüler gündemden iz varsa da, ben keyifle okudum. En sevdiğim satırları yazacağım.
Yeni yıl niyetim: Bu yılı şükredeceğim.
Bir insan hayatını kaç kere baştan kurar? Çocukluk kısmı da sayılır mı?
Ben bu yıl şükredeceğim.
"O zaman rotanı yeniden çiz. Yol değil, yolcu değişir." Elif Şafak/Ustam ve Ben
5 Ocak 2014 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder