1 Kasım 2018 Perşembe

Kendini Sev(me)


Bir kendini sevme, kendini beğenme çağındayız. Her derdin şifası kendini sevmekte. "Önce kendini sev ki sevilesin" inancı yayılıyor her yerden, herkese. İyi de, insan kendini nasıl sevecek? Kendine iyi davranmalar ("Take care of yourself"-İngilizce'den tercüme; nasıl olacaksa), masajlara gitmeler, kendini takdir etmeler falan tavsiye ediliyor. "Başardıklarını düşün, güçlü yanlarını hatırla." Kendinde sevecek bir şey bul (?)

İnsan sevmeyi sevildikce öğreniyor. İstese de kendini sevmeyi, normal her fani, sevildiği kadar sevebiliyor. Önce bir başkası sevecek seni illa ki, şöyle dolu dolu. Yargılamadan, incitmeden, her halinle, herşeyinle... Ki sevmeyi öğrenesin. Eğer, yargılanmadan çok sevildiğini hissetmemişse insan, öyle zor ki kendini sevmeyi öğrenmesi.

Eğer sevgi hissetmiyorsak, yargılandığımızı hissederiz en çok. Yargılanmak çok acıtır. Kendinden utanır olur insan. Yok olmak ister, başkası olmak ister. O yüzden en çok utanmaktan korkarız.  "Sır” dediğimiz şeyler bizi utandıran yaşantılarımızdır. O utanç bizi yaralar. Yaralarımızı saklarız. 

Koşulsuz sevgiye dayanan bir ilişkide kimse yargılanmaz, utandırmaz. Kimse kimseden utanmaz. Yeni yaralar almaz. Ancak o güven ortamında , eski yaraların olduğu zamana geri döneriz. Utanç hafifler. Yaramızla barışırız ya da yaramızı yatıştırırız. Sonra yavaş yavaş bugüne döneriz. Yara illa ki şifa bulmaz ama sızı durur. Kendini sevmek mümkün olur.

İnsan bir de travma durumunda geçmişe geri döner. Bu sefer onu taşıyan zaman makinası sevgi, güven değil, korku olur. Yara(lar) derinden sızlar yeniden. Utanır insan bir daha... Saklar kendini kat kat. Yara örtülür, maskeler çıkar ortaya. Kendini gerçekleştiren kehanet buradadır. Korunsun diye kapattığın yara derinleşir, irin olur, akar. Görünür her yerden. O zaman daha çok kapatmak ister insan.  Daha fazla utanır. Kimse altında ne olduğunu bilmediği örtülere güvenmez, maskeleri sevmez. İşte o zaman, kendini sevmek zordur.

Durmadan kendini sevmeyi öğütleyen eğitimler, paylaşımlar, yazılar, tavsiyeler arasında hepsinden daha iyi bir tavsiyem yok. Tavsiyelerin değil, soruların yoldaşıyım.

Kendini sev(me), beğenme üzerine biraz daha yazacağım.


"Tek kişilik miydi ki bu şehir, sen gidince bomboş kaldı." Özdemir Asaf



Kitap: Bir Kadının Yaşamından 24 Saat-Stefan Zweig





  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder