15 Ocak 2010 Cuma

taşınma

Bu yazıyı içimden geçirdikten hayli sonra yazabiliyorum. İşimin ikinci haftasında hala yorgun ve gerginim. Yeni bir "eee, nasıl gidiyor?" dalgasıyla karşı karşıyayım. Sevgiyle, merakla, samimi bir ilgiyle soranlara anlattığım hikaye aynı: Yeni bir şehre taşınmış gibiyim. Kendi memleketimdeyim, dili biliyorum, kuralları, düzeni... Ama burası başka bir şehir. Yollar, sokaklar farklı. Aynı dil konuşuluyor ama şive başka. Kurallar, düzen aynı ama adetler başka... Çocukluğunu benim gibi farklı şehirlerde geçirmiş olanlar anlar ne demek istediğimi.

Henüz "nasıl?" sorusunun cevabı yok. Çünkü ben yeni sokaklara alışıp yolumu bulmaya çalışıyorum. Ara yollarda oyalanmadan, yokuşlara boş yere tırmanmadan... Adetleri doğru anlamakla meşgulüm. Şiveyi yakalayıp doğru sözü söylemekle...
Seviyorum bilmediğim sokaklarda dolaşmayı, hızlı öğreniyorum şiveyi,adetleri. Ama henüz turistik tadını koruyan bir yeni yerleşiklik beni mutlu edecek mi, söylemek için erken. Burada beni benimseyecek, sevecekler mi? Kalmamı isteyecekler mi? Ben kalmayı isteyecek miyim? Hep birlikte göreceğiz.


Günün orta yerinde, havanın açıverdiği bir anda sokaklarda boş boş gezmeyi, sabah kızımı uyandırmayı, okuldan geldiğinde heyecanla anlattıklarını ilk duyan olmayı özlüyorum.
Ama henüz çok tanımasam da, bir arada çalıştığım insanların yaşamına bir farklı fikir katmanın ufacık da olsa bir çözüm bulmanın keyfini de yaşıyorum. Samimiyetle söylemeliyim ki ben iş hayatına ev hanımlığı dünyasına olduğundan çok daha fazla aitim.

Haftaya seyahatlerle hızlı bir hafta olacak. Kızım karne alacak, yarıyıl tatili başlayacak.

İşe geri dönmemle çay ve topuklu ayakkabılarımla eski muhabbetimizi bulduk.



"Daha yavuz bir belge var mıdır ha
Gerçeği ararken parçalanmayı göze almış yüzlerden"
Yort Savul/Ece Ayhan


Hafta sonu gündemi: Vizyonda pek çok film var. (Sharlock Holmes, Aklı Havada, ...)

Güzel bir hafta sonu dileğiyle,
Başak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder