Yazı, açıklanamaz. Müzik, açıklanamaz. Oyun, açıklanamaz. Dans, açıklanamaz. "Yapmak" açıklanır; "olmak" açıklanamaz. Her şeyin açıklanabilmesi "yapılmasındandır", "olmamasındandır". "Olanları" açıklamaya yönelik kifayetsiz çabalar, insanlığın geri kalanının kendisini aptal hissetmemesi için bir destek, bayağı bir işbirliği faaliyetidir. "Yapanlar" kusursuzluk için çabalar. Kusursuzluk ortalamanın eğlencesidir. İnsanlığın ne mucizevi bir şey olduğu yalanına inanmak için gayretkeş bir çaba. Seni ilgilendirmez. Sen mümkünse o kusursuzu "yapıp" sonra da bu ağdalı ahengi, daha büyük bir manevrayla bozmalısın... İşte mucizevi olan budur.
Ece Temelkuran/İç Kitabı
Baharda niyet ettiğim dövmelerin biri "serendipity", diğeri Küçük Prens olabilir diye düşünmüştüm. Son günlerde minik bir yavru kedi olsun istiyorum. Kusursuz ol(a)mayan kendime göstermeye söz verdiğim şefkati hep hatırlamak için. Ece Temelkuran'ı ne çok seviyorum.
Bir de benden şefkatini hiç esirgememiş iki can arkadaşımı... Biri dünyanın neresinde olursa olsun bana hep en yakın, diğeri bana hiç benzemeyen öbür yarım. Onlar benim kahramanım.
Anladınız, di mi?
6 Mart 2012 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder