24 Mayıs 2012 Perşembe

Dua

Bugün bembeyaz çakıltaşları gibi dolu yağdı. Hayatımda ilk defa yol kenarına dökülmüş taşlar gibi birikmiş dolu taneleri gördüm hayretle. Sonra gözün gözü görmediğin bir yağmurun içinden geçtim. Akşam olmadan bulutlar seyreldi, güneş göründü azıcık. "Eee, hani küremiz ısınıyordu? Bu bilim adamları hangi kürede acaba? Haziran geldi hırkayı çıkaramadık" geyiği ile geçirdik günün kalan yarısını.

Annem yok bu ara. Memleketine gitti ama turist olarak. Arkadaşlarıyla gitti. Epeydir tanıdığı, dernekte beraber çalıştığı bir arkadaşıyla aynı odada kalıyor. Dün akşam aradım, öylesine... Muhteşem Yüzyıl'da valide sultan öldü ölüyordu aradığımda. Emindim annemin de seyrettiğinden. Bir aradım ki, annem pek dertli. Arkadaşı ergenlik çağlarında bir genç kız gibiymiş! Giyinip süslenmeler, her gece kumarhaneler, her adımda fotoğraflar çekip anlık facebook güncellemeleri... Yaaaa!
Anneciğim ki ergenlik çağındaki bir ergene bile tahammül edemez! Hep bir olgunluk, bir durgunluk! Ennn kızdığı şey ergenlik hali. Ölçülü, sakin, kontrollü olunacak. Telaş yok, çoşku yok, taşkınlık yok. Herşey abartıdan uzak olacak. Annem arkadaşını anlattı, ikimizde güldük. Allah'tan o da gülüyor benimle birlikte.  Annemin arkadaşına değil, annemin anlatışına ve sinir oluşuna güldük. Sen taşkınlık ve coşku karşıtı bir nefer ol, tatildeki oda arkadaşın, hem de "gayet iyi tanırım, çok hanım kadındır" dediğin arkadaşın hoptirik çıksın! Hayret ki ne hayret! Ama oluyor işte, naaapıcaksın... Boşuna dememişler insanın karakteri en iyi seyahatlerde anlaşılır diye!!!

Benimki odasına çekilmiş dizisini seyrederken zıptirik teyze kumarhanedeymiş. Bugün nasıl geçti bilmiyorum. Yarın günün raporunu alırım. Merakla yeni maceraları ama asıl annemin yorumlarını bekliyorum.

Muhteşem Yüzyıl demişken bloggerlarım, diziden edindiğim hayat dersi şudur; istersen cihana Sultan Süleyman ol, burnunun dibinde olan bitenden habersizsin. Budur! İktidar, kudret, taç, taht, valide, cariye falan filan sanıyorsun ki senden rıza almadan yerden toz kalkmıyor. Ama aslında yan odada olandan habersizsin.
Allah'tan faniliğin hafifliğine, vasatlığın huzuruna mazharız. Durduk yere cihan hakimiyim sanıp ibiş olmuyoruz.

4+4+4 yasası etkisiyle kızım 10 gün içinde ilk 4'ü tamamlamış oluyor! Bizim zamanın hesabıyla ortaokula geçiyor. Aslında hayatımızda hiç birşey değişmeyecek. Aynı okula devam. Sadece normalden bir yıl önce ortaokul düzenine geçiliyor. Sınıf öğretmeni kalmıyor, sınıflar karışıyor.
Pek ani oldu! Ne hissedeceğimi bilemedim. Tabii bu ani değişikliğe sınıf anneleri olarak hemmmen adapte olundu. Harekete geçildi. Veda gecesidir, öğretmene hediyedir planlandı bile. 8 Haziran'da; uyurken, banyo yaparken, dişlerini fırçalayıp, tırnaklarını kesemezken küçücük, bıdır bıdır konuşup, süslü püslü kırıtırken kocaman kızım ilk 4'ü tamamlamış oluyor.

İki arkadaşım iş değiştiriyorlar. Üstelik birisi şehir, diğeri iş yapış şekilini de beraber değiştiriyor. Bu cesur kadınlar yollarında yürürken ben arkada birazcık mahsunum bloggerlarım. Onlara etrafımda pek alışmıştım. Bana zor gelecek onlarsız yeni düzen. Neyse ki heyecanları ve cesaretleri bana bulaşıyor! İki yeni macerayı da ucundan yakalayacağım.

Benim içimdeki gulyabani, hani bir ara size anlatmıştım ; çok akıllı, sofistike, üstelik hoş bir kadın. Hayatı cesaretle denemeye dair her adımda O'nu atlatmak, görmezden gelmek, söylediklerini küçümsemek, duyup da dinlememek kolay değil. Asıl soru; O gerçek ben miyim yoksa benim sabotajcım mı? Sabotajcım benden ayrı mı?
Dünyaya bakışımı değil de baktığım her şeyde gördüklerimin değiştiği bu zamanda gulyabanime iyi gelen herşeyden, herkesten uzak durmayı seçiyorum. Yanıma, yakınıma, aklıma, gönlüme yaklaştırmıyorum. Ben zaten kendisine iyi bakıyorum:) İlave desteğe ihtiyacı yok.

Bugün regaib kandili; duaların kabul gecesiymiş. Dua edeceğim. Bu sefer özgün bir stil deneyip Kızılderililerin sabah duasından esinleniyorum: Allahım, kalbimin seçtiği yolu bulmasına ve aklımın onu izlemesine izin ver. Bana o yolda yürüyecek güç ve cesareti ver. Yolum boyunca sevdiklerimi ve şansımı benden ayırma. (Devamını size söylemeyeceğim.)

"Hayatın bütün çeşitliliği, bütün çekiciliği, bütün güzelliği gölge ve ışıktan meydana geliyor" Anna Karenina/L.N. Tolstoy 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder