Sevgili bloggerlar,
Ben epeydir yazamıyorum "artık sen yazmıyorsun, ne oldu?" diyen de yok! Hiç yazmasam mı acaba?
Günler günleri kovaladı, ben arkada kaldım.
Bayramlar içinde benim hayatıma karşılık gelen tek bayram olan 1 Mayıs işçi bayramını gününü o günün anlam ve öneminden uzak ama nefis biçimde geçirdik! Tren müzesine gittik. Selçuk'ta buharlı lokomotifler müzesi varmış meğer. 1840'lerden kalma buharlı lokomotifler. Çok güzeldi. Ahşap vagolar, eski vagonlar, max 50 km giden lokomotifler. Zaman tünelinde olmak gibiydi.
Sonra neler oldu..? Valla bilmiyorum.
Akşamlara kadar çalıştım, işlerim bitmedi.
Her akşam elime kitabımı almadan yatmadım ama kitaplar bitmedi.
Aklım hep karmakarışık olsa da yazacak, söyleyecek birşey birikmedi.
Geçen hafta koçluk eğitimine asistan olarak katıldım. Koçluk konusunda ne zaman birşey yapmaya kalksam hep imkansızlıkla sınanıyorum. Niyeyse... Hafta içi nerdeyse her akşam kızımın okul sonu etkinlikleri vardı, hafta sonu şirketler arası yarışlar... Her birinde bulunmam gerek, dahası bulunmak istiyorum. Diğer yandan asistan olmak da istiyorum. Seçim yapmadım. Hepsini yapmak için ne gerekiyorsa yaptım. Annem, arkadaşlarım, herkesten yardım istedim. Oldu. Yollarda perişan oldum, yağmurlara yakalandım falan ama dert değil. Kızımın gösterilerine ucu ucuna yetişmeseydim, proje sunumuna geç kalmasaydım iyiydi. Benim yüzümden kızımda geç kaldı. Gerçi bu koçluk eğitimi sırasında değildi. En zor bunu atlattım. Gözyaşlarımı zor toparladım.
Eğitime asistan olarak katılmak inanılmaz etkiliydi. Başından sonuna her anında şükrettim. Bu yolu önümde açıldığı ve ben bu yolda yürümeyi seçtiğim için... Kendimin en iyi halini bulduğum ve orada kalmaya kararlı olduğum için. Hayallerime inanmaya başladığım için!
İnşallah Haziran'da yapılacak part 3'de de asistan olmak istiyorum.
Gerisini heyecanla, umutla, inançla bekliyorum. Şansıma inanıyorum. Biliyorum, herşey hayal ettiğim gibi olacak. Çok mutlu, çok şanslı, çok kendim gibi olacağım. Kendimin en iyi halinde...
Galiba her daim birazcık da karışık...
Four Rules of The Game
...
There are no right answers, only honest ones.
...
We admire people who have good answers. And we admire people who ask good questions even more. But most of all are touched by those who can really listen.
The Question Book/Mikael Krogerus and Roman Tschappeler
Film: Avengers (Harika)
16 Mayıs 2012 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder