Bazen dünya daralıyor. Sığmıyorum. Her şey bana fazla geliyor. Dünyada çok büyük yer kaplıyormuşum gibi, zaman hiç geçmiyormuş gibi, hiç birşey değişmiyor gibi...
Bir kum tanesi olmak istiyorum.
Annem cıvıltılı haline döndü bile! Sabırsızlığımdan, anlayışsızlığımdan duyduğum utançla da olsa, çok memnunum.
Yarın okuldaki 23 Nisan gösterisini seyretmeye gidecek ve görevimi yapacağım. 3 yaşından beri okula giden kızım şimdiye kadar yaptığı 150.000 gösteriden katılamadığım 2 (sadece iki) gösteriyi hemen sayıverdi. "Bu seferkine geliyorsun bari" diyerek. Gidiyorum.
Dünyanın öbür ucunda bir kum tanesi ya da paralel evrende herhangi biri olsam...
Benim cool güvercin balkona yerleşti. Klima üzerinde mutlu bir aile yaşamları var!
Çilek Şanti: Tam zamanı. Nefis oluyor.
50 Psychology Ideas: Çok iyi derlenmiş.
"Sadece evcilleştirdiği kişiyi anlayabilirsin" dedi tilki. İnsanlarınsa hiç birşey anlayacak vakitleri yoktur. Herşeyi dükkandan hazır alırlar. Ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. Eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni.
"Ne yapmam gerekiyor peki?" diye sordu Küçük Prens.
"Çok sabırlı olman gerekiyor. Önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. Ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiç birşey söylemeyeceksin. Sözcükler yanlış anlamaya neden olurlar. Ama her gün biraz daha yakına gelebilirsin.
Küçük Prens/Saint de Euxpery
21 Nisan 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder