27 Nisan 2010 Salı

sıradan ve sıkıcı

Adına ister evren diyelim ister Allah, O'ndan ne istersen başına geldiğini gösteren bir sürü şeye denk geliyorum.
Kendi hayatımı düşününce yaşamımı belirleyen herşeylerin aklımdan geçirdiğim değil gönlümden geçirdiğim şeyler olduğunu görüyorum.

"İyi" ya da "kötü" değerlendirmelerine girmiyorum. O değerlendirmeler bizim dileğimizden bağımsız ama dileğimizle ilişkimizin sonuçları.

Bu ara okuduğum herşey, tanıştığım herkes bir ucundan bu mevzuulara denk geldiğinden, "var bunda bir iş" diyerek, disiplinli bir yeni hayal/dilek mesaisine başlıyorum. Mottomuz: Güzel şeyler bulacak vukuu (bulsun değil!)

Yalnız, bu konuda spritüel camia tedbiri elden bırakmıyor. "Ne ekersen onu biçersin" prensibiyle dileklerin emeklerle uyumlu olması konusunda uyarıyorlar biz fanileri. E, haklılar tabii. Yok, ben de öyle yapacağım zaten. Ama dilek konusunda hayalgücümü genişletmeye karar verdim. Fark burada. 1 ektin diye 1 biçmek şart değil. 1 ekip misal ,niye 10 biçmeyesin? Ben hep burada güdük kalıyor(d)um sanırsam. Perspektifimi genişletiyorum.

Blog konusunda kararsızım. Epeydir hiç birşey yazmak istemiyorum. Yine de birşeyden vazgeçmek başlamak kadar zor olabiliyor. Hele benim gibi vazgeçme özürlüyseniz. Zor bağlanırım ben, zor başlarım ama vazgeçemem. Vazgeçmek hep bir suçluluk hissettirir. Öyle zorlanırım ki. "Vazgeçtim" derim ama gönlüm geçmez. Bu da adamı nasıl üzer, yorar...

Yeni bebek haberleri, yeni ve keyifli arkadaşlar, tüm can dostlarda yeni evlere yerleşme telaşı, baharla yeni bir tabiat, bende yeni hayaller, eski kaygılar...

"Çok sevindim, teşekkür ederim, gelecek ayı iple çekiyorum. Sorunun cevabına gelince, hikayemi hayli sıradan ve sıkıcı bulacağından korkmakla beraber, neler yaptığımı seve seve anlatacağım." Görünmeyen/Paul Auster

Film: Vavien (Bayıldım! Kadın herşeyin farkındaydı aslında, değil mi?)

Kitap: Genesis (İlginç, yaratıcı.)
Bu ara tutkuyla okuduğum birşey bulamıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder