5 Nisan 2010 Pazartesi

Öyle bir şey

Değerli Çakma Ev Hanımı okurları,
"Güzel şeyler bulsun vukuu" mottomuz gereği oluyor bir sürü güzel şey! En başta bahar geldi! Değil mi ki günler böyle uzun, benim canım kolay kolay sıkılmaz artık. Geçen hafta çok değişik bir sabah yaşadım. (Galiba bir önceki haftaydı). Sabahın kör saati uçağıyla İstanbul'a gittim. Uçaktan indim ve telefonla sırayla aramaya başladım. Kocam da havaalanındaydı hem de İstanbul'da ama eve dönmeye çalışıyordu. Annem de havaalanındaydı, O da memleketine gidiyordu. Bir tek tatlı kızım evdeydi. 21. yüzyıl bu galiba dedim. Kimse yerinde durmuyor. İş yapmanın bir parçası da seyahatler artık. Annem bile etkinlikleri kapsamında seyahat eder olduysa... Gidenler döndü, herkes bu hafta (sadece bir hafta için) evde. Haftaya yeniden yollara dökülürüz. Ne de olsa iş!

Fakat bahardan mıdır, saat değişikliğine adapte olamadığımdan mıdır, yoksa beyin hücrelerimin bir kısmını gerçekten kaybettiğimden midir bilmiyorum, zihinsel kapasitem karşıdan karşıya geçmeye bile yetmez oldu. Kızımın çarpma ödevini kontrol etmeye cesaretim yok, o derece. (Henüz 5'lere kadar gelebildiler ama bana ağır geliyor).

Yeni işimde eski işimde neredeyse hiç olmayan bir dışa açılım var. Seminerler, kongreler, fuarlar... Buna çok memnunum. İnsan görüp öğrendikçe bazen ne kadar az bildiğini düşünüyor, bazen ise ne çok şey biriktirdiğini... Yine de görmek, öğrenmek, paylaşmak güzel. Haftaya her zaman olduğu gibi bol iş, bol görüşme, bir de kongre. Aynı hafta kızımın okulunda da bayram, seyran, yılsonu etkinlikleri silsilesi başlıyor. İş, seyahat, okul gösterisi, ailece aktivitelere katılım denkleminin şifresini çözecek bir yol bulacağız. Okulda "çocuğunuzu süper yetiştiriyoruz, aktif öğrenme, aktivite aktivite üzerine" sezonu başladı artık.

Yeni ev işi sonuçlandı. Hayatımda bir sürü "yine" ve "yeni" oldu. (Borç-harç da "yine" kısmında; bu vesileyle iş hayatını ne çok sevdiğimi fark ettim!)

Mart ayı sonu gelince (yılın ilk çeyreği bitiverdi) bir özet geçirdim aklımdan. Sonra "ne özeti yahu"deyip boşverdim. Belki bir dahaki sefere...

Hani bir yağmur yağar da bazen
Hani gök gürler ya arkasından
Hani şimşekler çakar peşinden
İşte öyle bir şey...

Hani yıldızlar yanıp sönerken
Hani bir yıldız kayar da insan
Hani bir telaş duyar ya birden
İşte öyle bir şey...

Hani ıssız bir yoldan geçerken
Hani bir korku duyar da insan
Hani bir şarkı söyler içinden
İşte öyle bir şey...
Çiğdem Talu/İşte öyle bir şey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder