Hayatımda astrolojiye daha mı fazla yer versem diye düşünmeye başladım.
"Yatırımlarınızda kararsızsınız, akışa kendinizi bırakın" falan diyen falımı okuyamadan kendimi akışa kaptırıp koyuvermişim. Bugün bir baktım ki falım günlerdir "akışa bırak kendini" deyip duruyormuş meğer.
Yeniden hayatımda bir ev alma macerası !
Ne hissedeceğimi bilemediğim için uykusuz gecelere dönüş yaptım!
Bende duygular hep arapsaçı. Hangisinin ucunu çeksen öbürleri de beraber geliyor. Öyle olunca gecenin ortasında sanki birisi seslenmiş gibi açılıveriyor gözlerim. Sonra başla arapsaçını çözmeye... Nerelere varacak bunun sonu yarabbim derken sabahı buluyorsun. Aklı, zihni, gönlü pırıl pırıl insanları kıskanıyorum düpedüz. Benim durumum hep bir curcuna, bir aşure. Sabah olunca da gözler kurbağa.
Dün gecenin bir yarısı en çok istediğim şeyleri düşündüm. Çok sayıda değil isteklerim. Bir gelecek kaygım var, bir de sevdiklerimi incitme kaygım. Ne yapsam da bunları aşamıyorum. Kızımın iyi yetişmesini sağlayamama ihtimali kabusum... Bu ihtimali azaltabilmek istiyorum, en çok!
Dünyayı gezip görmek istiyorum, gün içinde sokaklarda dolaşmaya bir de okuyup yazmaya yetecek kadar özgür zaman ve kocaman, kalabalık masalarda çok sevdiğim insanlarla birlikte keyifle yiyip içebilmek istiyorum. Hepsi bu kadar. Bunlar yeter derken farkındayım az değil isteklerim. Bu ömre ne kadarını sığdırabileceğimi göreceğiz.
Perşembe akşamı öyle bir masadaydım. Canım arkadaşlarımla çok güldük, çok söyledik. Tek tek gözümde tütmüş arkadaşlarım. Birlikteyken hissettim. Ben böyle zamanlarda çok mutluyum!
Çocukluğumdan taşıyıp bu yaşıma kadar vazgeçmediğim tuhaf hayallerim var benim. Çakma ev hanımını tanıyanlar bazılarını bilirler. Bu ara gözlerimi kapatıp bir paralel evrene geçme hayalimi tekrarlıyorum. Orası bir başka ülke, şehir falan da olabilir. Bir süre orada kalıp dinlensem azıcık. Hiç birşey yapmadan, düşünmeden, söylemeden. Sonra geri döndüğümde burada sadece bir kaç saniye geçmiş olsa... Ben kimseyi terk etmemiş, yalnız bırakmamış, üzmemiş, meraklandırmamış ama yine de bir süreliğine kaybolmuş olsam...
Önemli olan dostluklarınızın olması. Kuvvetli hissediyorum dostlarım olduğu zaman. Ferzan Özpetek/Radikal2 (röportaj)
Bütün can dostlarla aynı dönemde aynı telaştayız. Ne acayip! Hepimiz "ev" konuşup duruyoruz. "Yaşlandık galiba, eskiden nereye gideceğimizi konuşurduk" dedi diye sevgili arkadaşıma sertçe vurdum bu sabah. Bu ara pek bir yere gitmiyoruz.
28 Mart 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder