6 Aralık 2011 Salı

Diyelim bence!

Sabaha karşı uyanıp da uyuyamamaktan mı, tutulan/tutulacak aydan güneşten midir nedir, öfkeyim. Olan, olmayan ne varsa hepsine...
Bugün bu işlerden anlayan bir arkadaşım gece yarısı cin gibi uyanmama "gizli depresyon belirtisi ama akıllı kadınlar depresyonu bile manipule edebiliyor, biliyorsun, di mi?"dedi. Yok valla bilmiyorum ama aklıma yattı.
Şimdi ben depresyonda olan ama bunu manipule edebildiği için kendine bile çaktırmayan, "gizli" kalmasını sağlayan, bu yüzden de kendini akıllı zannedip sevinen ama aslında bildiğin salak mıyım? Valla galiba öyleyim. Kavuşsam şu uykuya, bitse gitse yahu! Pamuk şeker tadındaki salaklık boyutuma dönsem.

Uykuyu ararken bir yandan, iki gündür benim işimin duayenleri sayılan iki enfes kadınla beraber çalıştım. İki insan bu kadar mı keyifli, akıllı, güzel ve profesyonel olur. Hayalim onlar gibi olmak benim. Öyle işte, Saide hanım neyse, o!
Öfke möfke de olsa bugün yine şükrettim Allah'a, bu mesleği bana verdiği için. Benim öfkem hep kendime zaten.

Bugün Saide hanım kendisini çok etkilemiş bir koçun iki öğüdünü paylaştı. Birisi daha çok tespit gibi... Kendini acımasız, hiç savunmasız bir gözle göremeyen birinin kimseye koç olması mümkün değil dedi. (Ben bi sevin, bi sevin!)
Bir de şöyle bir motto aktardı: If you don't let your children go, they never come back!

Hepsi tamam da ben yine Ece Temelkuran diyeceğim. Gönlümden geçen ne varsa, tam da aynı gün, tam da kelimesi kelimesine...

5 Aralık yazısı. Her zamanki gibi çok güzel!

ÖBÜR HAYAT
Şimdi Tunus'ta bir sahil kasabasında kendi sesimi hatırlıyorum: "Bir ömürde bir hayat olması ne büyük bir haksızlık"
deyişimi hatırlıyorum. Şimdi başka bir hayatın eşiğinde durmuş, önüme bakıyorum. Kendime bakmıyorum, söylemiştim, çünkü kadrajın dışındayım. Sadece hayata bakıyorum. Ne kısa ve ne basit bir şey olduğuna. Bir anda değişibilirliğine bakıyorum hayatın. Ne kolay. Küçük bir kararla. Ufacık bir hareketle pat diye başka biri olmanın içine düşebileceğime bakıyorum. Sadece buna bakıyorum. Yeniden "olabilmek" imkânına. Büsbütün başka bir şey olabilme imkânına... Olamaz mı? Ama insan kendine ihtimal vermeli. Verebilir diyelim şimdilik. Ece Temelkuran/Kadrajın Dışında
>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder