Çok şey birikti ya, yazmaya başlamak zor o yüzden... Nerden başlasam?
"Ben insanların hayran olduğu kişilere galiba hiç benzeyemeyeceğim"diyen bir arkadaşım beni düşündürdü geçen hafta. "Ben kime hayranım acaba?" diye başladım düşünmeye? Kimseyi bulamadım desem... Hayranlık zor kelime, aşk gibi. Kime aşık olursun sorusuna da cevap veremez ya insan, onun gibi.... (Verebilen var mı yoksa?) Epeyce düşündüm, sonra bir liste yaptım. Artık siz de biliyorsunuz bloggerlarım, karşımda görünce hayran ya da sinir olduğum ne varsa aslında benimle ilgili. Dünya bizim aynamız. Ve hepsini hatırlamak her zaman yeni bir öğrenme! Ya da her yeni öğrenme bir hatırlama...
İşte listem:
Ben tutkulu insanlara hayranım. Hayallleri olanlara... Savaşçılara... Korkusuzca değil, korkularına rağmen, korkularıyla birlikte yol alanlara.
Ustalığa hayranım. Her ne yapıyorsa onun erbabı olanlara. Uzmanlığa...
Duyarlı insanlara hayranım. Şefkatten başka birşey söylemeye çalıştığım, kendine rağmen, kendisiyle birlikte bir gerçeği olanlara. Bir bütünün parçası olanlara.
Derin insanlara hayranım. Entellektüel derinliğe, onun içindeki bilgeliğe.
İçten ve dürüst insanlara hayranım. Yalan söylemeyen, kimseyi kandırmayan falan değil herkesin yalan söyleyebileceğine, insan olmanın her olasılığı içinde taşıdığının farkında olan bir dürüstlüğe.
Komik insanlara hayranım. Bir de kolayca birlikte gülenlere.
Tevzuya hayranım! galiba hepsinden fazla...
Yaratıcılığa bir de!
Dostları, hiç kopmamış bağları olanlara, kalbinin en derinini açma cesareti bulmuş olanlara,
Kendisi gibi olanlara, herkesin kendisi gibi olmasına ilham ve cesaret verenlere,
Bir de gürültüsüz olanlara. Sessiz, az konuşan falan değil söylemek istediğim, gürültüsüz.
Geçen hafta bir toplantımızda konuşan Cem Tarık Yüksel'e hayranım mesela. Epeyce anlı şanlı bir profesyonel ve aynı zamanda fütürist olan Cem bey ilham verici konuşmasıyla, derinliğiyle falan gerçek bir hayranlık sebebiydi ama beni asıl etkileyen O'nun mezun olduğu okulda öğrenci olan bir genç kendisini tanıtınca ilk sorduğu soru oldu: Hala çok zor mu? diye sordu. Heyecandan nefes alamayan çocuğun hemen yüzü güldü! "Valla, ben de çok zorlanıyorum" dedi. Karşılıklı gülüştüler.
İki insan bir bağ kurdular. Kendileri gibi oldular... Ben hayranlıkla izledim.
Geçen hafta hatırlama haftasıydi. Evlilik yıldönümü, kızımın doğumgünü... Ve haftasonu ne zamandır gerçekleşmesini heyecanla beklediğim eğitim oldu. Ben de asistandım.
Bir de koçluklarımdan kapananlar oldu. Küçücük hayallerimin gerçekleştiğini gördüm. Mutlu oldum, çok!
Yarın doğum günüm bloggerlarım. 38'i bitiriyorum.
Kendi yolumu bulmayı, yol açanlardan olmayı seçtim. Neysem o olmak üzere yollardayım!
"Dünya senin onu düşlediğin gibidir; o bir aynadır. Dışarıda kendi dünyanı bulursun, yarattığın, düşlediğin dünyayı." Tanrılar Okulu/ Stefano D'Anna.
"Dünya senin onu düşlediğin gibidir; o bir aynadır. Dışarıda kendi dünyanı bulursun, yarattığın, düşlediğin dünyayı." Tanrılar Okulu/ Stefano D'Anna.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder