Her gece uyumadan önce kızımla birbirimize Küçük Prens okuyoruz. Benim sevgilim Küçük Prens kızım için anlamaya çalıştığı bir masalın kahramanı.
Henüz kitaplara olan tutkumu paylaşmıyoruz. Olsun, O'nun kendi tutkuları var. Herşeyi güzelleştiriyor, eğlenceli hale getiriyor. Ben ona hayranım. O bana "gıcık" oluyor. Beni fena sıkıcı buluyor. Haksız da değil. Yapacak bir şey yok, dünyanın düzeni... Bazen sinirden, bazen öfkeden kudurup oturuyorsun.
Kızımla doğum günlerimiz yaklaşıyor. Ben 39, O 11 oluyor. Burcumuzdan satürnün çıktığı iddia edilse de daha gün yüzü görmedik terazi camiası olarak. İki satır umutlu kehanete muhtacız yauv... Doğum günü ayımız Ekim geliyor, yine bize nurlu bir gelecek vaaden yok. Bu satürnden de fenası varmış zahir! Nedir annamadım ki...
Çareyi Midilli'de adak adamakta buldum. Pek meşhur adak kiliseleri var dediler, attım paramı, yaktım mumumu. Bu sefer çok umutluyum.
Bu ara bloggerlarım, satürn falan değil de gardrop canımı sıkıyor. Dolapta mendil koyacak yer yok, ben döndür dolaştır aynı şeyleri giyiyorum. Bunların hangilerini kime versem? Dolaptan başlayıp hayatta bir seyreltme işine daha giresim var, cesaretim yok. Bu da satürnden mi ki?
Kahrolsun bağzı gezegenler!
Kitap: Through the Language Glass/Guy Deutscher (meraklısına-ben bayıldım)
" Büyükler böyledir işte. Ama onlara kızmamak lazım. Çocuklar yetişkinlere daima büyük bir hoşgörü göstermeli. Neyse ki yaşamın anlamını bilen bizler için, rakamların hiç önemi yok!" Küçük Prens- Antoine De Saint-Exupery
8 Eylül 2013 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder