İncecik bir perde gibi yağmur. Aralıksız, hiç durmadan yağıyor. Sokaklar tenha. Tam bir pazar günü. Birazdan azıcık çalışacağım, sonra kitaplarım, akşama yine Starwars... Velhasıl çemberin klasik pazar günü.
Haftayı kendimden sıkılarak geçirdim. Bazen kendime tahammül etmekte zorlanıyorum. Defalarla gittiğim yerlere giderken kaybolmaktan, çalışma dosyalarımı kaydetmeden kapatmaktan, arşivlediğime emin olduğum mesajları bulamamaktan, 10 küsür senedir kullandığım klasik windows uygulamalarının cambazı olmayı becerememekten, cep telefonumun bütün sırlarını açığa çıkaramamaktan falan bıktım. Arabamı park ettiğim yeri bulamıyor olmam her sohbette keyifli bir konuymuş gibi dursa da benim bu ara fena halde canımı sıkıyor. Neden böyle olduğuyla falan da hiç ilgilenmiyorum. Gerçekten biraz daha yetkin olmak istiyorum. "Aman canım, sen de başka konularda iyisin" geyiğine de tahammül edemiyorum. Valla epeydir düşünüyorum "iyi" olduğum bir konu aklıma getiremedim. Kötü, çok kötü ve berbat olduklarımı saymak için ise düşünmeme hiiiç gerek yok.
Hayat bana bazen büyük geliyor. Öyle zamanlardan birindeyim. Kendimden memnun değilim.
Yukarıdaki son cümlemi yazarken can arkadaşlarımdan birisi aradı. Çook genç yaşta yitirdiğimiz ortak bir sevgili arkadaşımızın küçük oğlunun yaşamla ilgili pek kiritik, pek heyecanlı bir ilk deneyimi ile ilgili konuştuk. Babalık rolünü üstlenmiş ve gerçek bir babadan bile özenli canım arkadaşımla ergenliğinin başındaki bu genç adamla nasıl konuşacağımızı kararlaştırdık.
Yazımı bitirmeden bir kere daha dışarı baktım. Yağmur hala ince bir tül gibi kesintisiz yağıyor. Minicikken tanıdığım güzel gözlü bebek bir delikanlı olmuş. Birisinin gerçek dostu olmanın o kişinin ömrüyle bile sınırlanmayacağını bana öğreten canım arkadaşımla konuşurken bir kere daha hayatta tek bir gerçek olduğunu hatırladım. Unuttuğuma utanarak. Birisini gerçekten sevmek. O artık hayatta olmasa bile bu sevginin gereğini yapmak. Tanrı ile Sohbet'te söylendiği gibi; Sevmek ve çalışmak.
"Kendi kendinden utanacağın bir şey yapmıyorsan, seni organlarını
değiştirecek kadar sarsan bir şey yaşamıyorsan eğer, o aşk değil."
Ece Temelkuran-Muz Sesleri
7 Şubat 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder