Pazar sürprizi! Kızım ateşlendi azıcık. Keyfi yerinde ama güzel gözlerinin altı kızardı hemen. İnsan anne olduktan sonra hayatının odağı geri dönülmez olarak çocuğu oluyor. Dünyanın en mutluluk veren endişesi annelik.
Annelik duygulardan en çok aşka benziyor.
"Çalışırken düşünmek istiyorum onu! Aklımda olduğu için gülümsemek istiyorum ara ara... Gülümsediğim için daha çok çalışmak..."
Mesela insan anneyse yukarıdaki sevgiliye yazılmış satırları okuyunca aklına çocuğu gelebilir. Ya da Neruda'dan "Aşk" şiirini okurken...
Yarın benim için zor bir gün. Aslında önümüzdeki hafta sıkı bir hafta olacak. Her gün başka bir zorluk var. Cuma Ankara seyahati, c.tesi günü orta halli bir starteji geliştirme toplantısı... Yani hem zor hem de uzun bir hafta!
Geceleri literatüre geçecek çeşitlilikte rüyalara devam. Dün gecekiler yine bir alemdi. Gemiler, göller, yetişememeler, takılar, aydınlıklar, karanlıklar... Gecede rahat yok anlayacağınız.
Film: Hurt Lucker (Çok beğendim. Bir savaş filmi gibi görünse de bence bir adamın hikayesi. Mutlaka!)
Bu hafta: Mart ayına giriyoruz. Bahar geliyor!
Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif...
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü...
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin...
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün...
Can Yücel
28 Şubat 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder