29 Ekim 2012 Pazartesi

Paris-5


Bugün son günümüz. Dün güneşli bir pazar geçirdik. Pazar günü kafeler ve hatıra eşya satan yerler dışında her yer kapalı.bir Avrupa klasiği. Pencereden bakınca görmeye alıştığımız kalabalık yoktu. Sokaklar, hele otelimiz civarında çok tenhaydı önce. Sokakların boş olması kaldırımların yıkanmasına fırsat vermiş. Paris sokakalrın tertemiz olduğu bir şehir değil. Sonbahar yapraklarının renkleri beni meftun ettiğinden diğer detaylara girmiyorum. Yoksa bildiğimiz pis sokaklar. Tahmin edebileceğiniz gibi sokak kedisi, köpeği görmek mümkün değil. Ama çok sayıda evsiz var. Şehrin merkezine doğru daha da artan sayıda. Bir de dilenciler. Her köşe başında, metroda neredeyse her durakta, dahası trene binip dileniyorlar. Müzik çalarak para isteyenleri saymıyorum. Bunlar bildiğimiz usül dilenciler. Elinde bir çocuk, ya da bir kağıt dolaşıp para isteyenler. 
Pazar Paris'i turistler ele geçirmiş gibiydi önce. Turist kalabalığına karıştık, Versailles Şatosu'suna gittik. Versailles köyü mü demeliyim, çok güzeldi. Saray, şato her neyse gösterişli, devasa ve bana hiç bir şey ifade etmeyen bir monarşi tapınağı. Enfes bir bahçesi olduğunu kabul ediyorum. Dün şansımıza hava günlük güneşlikti. Paris'e döndüğümüzde sokakları canlanmış bulduk. Sadece turistler değil,  Parisien'ler de dışarıdaydı. Kafeler dolmuş, Seine kenarı kalabalık, meydanlardaki çimlerde futbol, voleybol oynayan gençler, parklarda yanyana dizdikleri topları belli bir mesafeden ellerindeki topla vurma oyunu oynayan amcalar,... Elbette elinde harita bizim gibi gezen bir sürü turist. Güneş gezmeyi güzelleştirdi. Pazar günü Paris'imiz oldu böylece. 
Tatilin sonlarına geldiğimizden dün 5 günlük metro kartımızın son günüydü. Gezilecek listemizi neredeyse tamamladık. Asterix Park'a soğuk ve fazlaca sulu roller coasterlar var diye, bilim müzesine Fransızca diye gitmemeye karar verdik. Bugün planımızda Louvre var. Kızım çok heyecanlı. Her akşam günlüğüne notlar alıyor. Şahane bir seyahat arkadaşı! Kocam fotoğrafçılık yeteneğini iyice ortaya çıkardı. Nefis karaler yakalıyor. Sanal alemde takipçisiyiz. 
Akşam bavulumuzu toplayıp son defa penceremizden geçenleri seyredeceğiz. Yarın sabah erkenden, evimize dönüyoruuuuzzzz! 

"İki kişi birbiri hakkında başka kimsenin bilmediği şeyleri bilirse, kimseye de söylemezlerse, o zaman o iki kişiyi dost saymak gerekirdi." Parfümün Dansı/Tom Robbins

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder