Bu sabah başka ülkelerdeki eski iş arkadaşlarımdan gelen "marry christmas, happy new year" mesajlarını gördüm. Bugün oralarda son işgünü. Hatırladım! Eski patronumdan her yılbaşı gönderdiği kartlardan bir tane daha aldım, ama bu seferki evime gelmişti. Bu çok özel, çünkü bir çalışana değil, özellikle bana gelmiş. Mesajlara çok sevinmiştim, kartla bir kere daha sevindim. Eski işime dair özlediğim şeyleri daha çok özledim. Çok sevdiğim insanlar...
Yeni iş görüşmeleri, bu görüşmelerin bende açtığı ufukları yazacaktım bugün. Fakat plansız bir başka işim nedeniyle bu deriiin (!) konuyu azıcık erteliyorum. Sadece bir giriş yapacağım.
İşten ayrılmaya niyet edip hatta niyetimi şirketimle resmen paylaştıktan bir zaman sonra İstanbul'dan pek şık bir "headhunter" aramıştı beni, gitmiştim. Bahara dönen bir havada, kuş sesleri olan nefis bir gündü. Uzuun bir sohbetin ardından görüştüğüm adam bana bir değişiklik yapmakta geç bile kaldığımı söylemişti. Bir kariyer ömrüne 4 deneyim sığdırmak uygunmuş. (Deneyim başına 6 yıldan 24 yıl ediyor) Ben 11 yılla "sadece yerinde ağır" bir taşa dönüşmek üzereymişim. Bana fırsatları bu gözle değerlendirmemi tavsiye etmişti. "Market value"mu arttırmak için acil bir değişiklik yapmalı ya da asla şirketimden ayrılmamayı hedeflemeliydim.
"Market value" vs "Absolute Value".
O'nun değerlendirmesiyle yaşadıklarımı karşılaştıracağım. Sonra.
Bu hafta içinde dünya tatlısı bir arkadaşımın yeni bir aşkla heyecanlı olduğunu öğrendim. Başka can arkadaşlarım işle güçle koşturdular. Benim için de hızlı, heyecanlı, yorucu bir haftaydı.
Dün taaa ilkokuldan komşumuz olan bir arkadaşım, elbette annemin arkadaşı olan O'nun annesi ve bizim kızlarımızla (anneanneler, anneler ve kızlar) bir öğleden sonra geçirdik. Çok keyifli, çok ilginçti. Şu anda anneanne olan anneler ve artık anne olan bizler çaylar-pastalar eşliğinde kadın kadına; erkeklerden, evlilikten, boşanmaktan hatta daha da ötesi evli çiftlerin özel yaşamlarından bahsettik ki, şimdi anneanne olan annelerin anlattıkları erkekler bizim babalarımızdı!!! Bu detayı aklımıza getirmeden kahkahalarla devam eden sohbetimizin bir yerinde araya isimler girince "yeter, yeter daha fazlasını bilmek istemiyoruz!" diye çığlık çığlığa gülerken bir kez daha hayatın sürprizlerini düşündüm!
Yıllar yıllar sonra ben de kızımla ve eski arkadaşlarımızla bu kadar samimi, bu kadar gerçek bir sohbette buluşup kahkahalar atabilecek miyim?
...
"Ne zamandı bu?" en çok sorduğum soru olmaya başladı. Böyle bir durumda zamanın bilinmesinin işaret değeri varmış gibi... Bir an geliyor yerdeki ve gökteki bütün kapıları, geçitleri; sudaki, ateşteki, maddedeki geçişleri görebiliyorum. Berraklığın sükuneti, algılamış olduğunla özdeşleşmenin huzuru kaplıyor beni. Sonra herşey gibi ben de değişiyorum.
Murathan Mungan/Geçici Kesinlikler (Eldivenler, hikayeler)
Kitap: Murathan Mungan/Eldivenler, hikayeler (Bir kere daha söylüyorum. Mutlaka!!!)
Keyifli bir haftasonu dileğiyle,
17 Aralık 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder