Artık eskisi kadar sık yazmadığımı söyleyenler var. Bir de "çakma ev hanımlığı biteceğine göre blog da bitecek mi?" diye soranlar... Günlere yetişemediğimden istediğim sıklıkta yazamıyorum. Blog'a devam edecek miyim sorusu daha zor. Blog yazmayı çok sevdim ben. Yaşamımın hızlıca ve de epeyce önemli biçimde değiştiği bu dönemde blog kafamdan geçenleri organize etmeme, kendimle ve eş zamanlı olarak serüvenimi paylaşmak isteyenlerle ilişkimi düzenlememi sağladı. Çakma ev hanımlığım bittiğine göre, blog devam etmeli mi? Belki birazcık daha. Yeni serüvenim seyrini, devrini bulana kadar...
Çakma ev hanımlığı ve ardından başlamakta olan yeni işim yeni insanlar katıyor hayatıma. Yeni iş başlı başına bir heyecan zaten. Samimi olarak söylemeliyim ki bu kadar heyecanlı olacağımı tahmin etmemiştim. "Bana heyecan verebilecek bir iş olmaz herhalde" diyordum. Sanırım ben de herşeyi bildiğini düşünüp, dünyayı yaşadığı akvaryumdan ibaret sananlara dönmüşüm. Şimdi yeni tanımaya başladığım iş yerimde katkıda bulunmak istediğim, dahil olmak istediğim, öğrenmek istediğim, paylaşmak istediğim bir sürü şey olduğunu gördükçe, benim bildiğim akvaryumun ötesindeki dünyaya dahil olma heyecanım artıyor. Geçen gün telefonda konuştuğum bir arkadaşımın dediği gibi "milyon versen alamayacağın birşey" bu heyecan. Tadını çıkarıyor, bir kere daha ne şanslı olduğumu düşünüyorum!
Yeni insanlar... İlk grup daha önce tanıdığım ama çakma evhanımlığı dönemimde yaşamıma daha fazla dahil olan arkadaşlar. Kimisiyle apayrı dünyaların insanıyız. Kimisine büyük bir hayranlık ve merak duyuyorum. Kimini ise sımsıcak bir hisle anıyorum, bir sevgiyle. Nedensiz, meraksız, olduğu haliyle seviyorum. Henüz çok da iyi tanımadığım; neye sevinir, neye üzülür bilmediğim, aklından, gönlünden geçenleri; sevdiği, kızdığı şeyleri falan ezbere bilmediğim yeni arkadaşlar.
İkinci grup yeni işyerimde tanımaya başladıklarım... Henüz onlardan sadece ufacık izler, imajlar var. Merakla, heyecanla sonrasını beklediğim...
Tanımamak, bilmemek aynı zamanda tanınmamak bilinmemek demek. Ben de birilerinin hayatında yeni biriyim, uzuuunn zamandan sonra... Benim hakkımda oyeni yeni oluşan duygular, bıraktığım izler, imajlar...
Söyledim ya, heyecanlıyım hem de çok!
Bu arada, ne dersiniz blog devam etmeli mi?
'Her gün daima öğleden sonra oraya gidiyor koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor; rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum 'Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum.'
Kürk Mantolu Madonna/Sebahattin Ali
Film: Avatar (Mutlaka!) ama 3 boyutlu
Kitap: Mazhar Olmak (Mazhar Alanson şarkı sözleri ve onların hikayeleri ile bir de CD. Meraklısına)
25 Aralık 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder