Bu blog'a sebep olan şeylerden birisi benim haftasonu/hafta başı yazılarım olduğuna göre, haftasonu olup da yazı yazmamak olmaz dedim.
Okurları kıskandırmak gibi olmasın, neffis bir gün geçirdim. Çoook sevdiğim, bir de özlediğim bir canım arkadaşım uzaklardan gelmiş, biz sabahtan buluşmuşuz. Birlikte çalışırken hep hayal ettiğimiz gibi simitler, boyozlar almış Kemeraltı Kızlarağası Hanı'nında kahvaltımızı etmişiz. Çaylar kahveler içip fal bakmışız. Çok dedikodu, çok kahkaha, çok hayal, çok güzel hava... Bizim gibi çakma evhanımı olmamış dostları bir güzel kıskandırmışız! Ardından da bir başka klasiğe uzanmış Reyhan'da oturmuşuz! Yaptığımız sefaya kendimiz de inanamayarak...
Şu "evrene atma" işi nedir/ne değildir ben çok emin değilim ama, ben dileklerinin neredeyse hepsi gerçekleşmiş birisiyim. (Hatta "nasılsa asla gerçekleşmez" diyerek dilediğimi bile fark etmeden gönlümden geçirdiğim ama gerçekleşmiş şeyler var ki-bazen "gerçekleşmese miydi" diyorum...) Bu şa ha ne günde insanın dileklerinde "dikkatli" olmasına gerektiğine karar verdim. Gerçekleşiveriyorlar!
Bir de insanın kendisini çok iyi tanıyan can dostları olması ne güzel şey! Sevgili arkadaşımla iş alternatifleri, görüşmeler, bundan sonra ne yapacağım falan filan diye konuşurken bana "kararsızsın kızım kararsız" deyiverdi. Vallahi durumu bundan iyi özetlemek mümkün değil! Kararsızım, kararsız...
Haftasonu geldi. Kızım okulda bir ara karne aldı. Kocam 3 günlük seyahetten dönüyor.
Bugünkü alıntım bir başka dünya tatlısı arkadaşımın verdiği ilhamla, ben şahane bir gün geçirirken çalışanlara:
Arbeit mach frei-Hitler
Güzel bir haftasonu diliyorum. Söz, bir sonraki yazımda bu kadar sinir bozucu olmayacağım.
4 Aralık 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder